17. yüzyıl ortalarında doğduğu, Kırımlı olduğu sanılmaktadır. Bir ara Rumeli serhadlerinde bulunduğu. İstanbul’da Mehmet Bahri Paşa’nın divan kâtipliğini yaptığı da bilinmektedir. Çağdaşı Âşık Ömer gibi adı yalnız saz şairleri arasında değil, 19. yüzyıl sonlarına kadar klasik edebiyat çevrelerinde de sık sık anılmış, okunmuş olan Gevheri, hece ile koşmalar, türküler, türkmaniler, aruzla divan ve müstezatlar yazmıştır. Gevherî’nin kişiliğini halk şiirlerinde aramak gerekir. Koşma ve türkülerinde de yer yer yabancı kelime ve tamlamalar, divan mazmunları kullanması, onun samimi duyuşlarının yine de güzel ve yerli biçim ve ifadelerle verilmesine engel olamamıştır. 1737 yılında ölmüştür.
Cemalin bağında seyran eyledim
Bülbül sesi, gonca sesi, gül sesi
Gûşume dokundu, ihsana geldim
Ayva sesi, turunç sesi, nar sesi.
Sende ne halet var, ey peri sanem!
Gönül verir sana her gören âdem
Kâkülünden gelir gûşume her dem
Zenci sesi, Mansur sesi, dâr sesi.
Dost ele alınca tir-ü kemanı
Gör nice eyledi divane beni
Gördüm âşıkların, tutulmuş cihanı
Efgan sesi, girye sesi, zil sesi.
Gevheri, gözyaşım döndü ırmağa
Yine minnet düştü elden ayağa
Beni Mecnun edip düşürdü dağa
Ahu sesi, maral sesi, yâr sesi.
Gevheri
Ozanlar
- Ali Ekber Çiçek
- Aşık Mahzuni Şerif
- Neşet Ertaş
- Murat Çobanoğlu
- Şeref Taşlıova
- Aşık Elesker
- Aşık Şenlik
- Aşık Sümmani Baba
- Ruhsati
- Aşık Seyrani
- Dadaloğlu
- Aşık Dertli
- Sayat Nova
- Aşık Ömer
- Gevheri
- Karacaoğlan
- Kayıkçı Kul Mustafa
- Kul Nesimi
- Pir Sultan Abdal
- Aşık Paşa
- Abdullah Papur
- Aşık Gül Ahmet (Gül Ahmet Yiğit)
- Hisarlı Ahmet
- Ali Kızıltuğ
- Aşık Allahverdi
- Aşık Veli
- Aşık Daimi
- Aşık Yoksul Derviş
- Devran Baba
- Aşık Ferrahi
- Aşık Feymani
- Aşık Gülabi
- Aşık Hüdai
- Mahmut Erdal
- Muharrem Ertaş
- Mücrimi
- Aşık Müdami
- Sefil Selimi
- Seyit Meftuni
- Aşık Zarrafi
- Aşık Zülali (Yusuf Kökten)
- Öksüz Dede
- Aşık Üzeyir
- Aşık İhsani