Abdullah Papur

1945-1988

Küçük yaşlarda bağlama çalmayı öğrendi. Önce aşıklık geleneğinde usta malı türküler söyleyen Papur, sonraları kendi türkülerine ağırlık verdi. Türkiye'nin birçok yerini dolaştı. 1970'li yıllardan itibaren toplumsal konulara yönelen Papur bu dalda da birçok eser verdi. DOĞUMU : 1945 yılında Divriği' de doğmuştur. Sivas-kangal'a bağlı iğdeli köyünden yetişmiş olan ozanımız küçük yaşlarda bağlama çalmayı ögrendi. Önce aşıklık geleneğinde usta malı türküler söyleyen Papur, sonraları kendi türkülerine ağırlık verdi. Türkiye'nin birçok yerini dolaştı. 1970'li yıllardan itibaren toplumsal konulara yönelen Papur bu dalda da birçok eser verdi. Fevkalede harika uzunhavalarıyla, halk muziğindeki kâmilliği herkes tarafından kabul edilmiş, anadoluda en az bir Refik Başaran ya da Mahzuni Şerif kadar tanınan, mühim mahalli ozanlarımızdandır. 1989 yılında aramızdan ayrıldı.

Torunu Yağmur Papur'un anlatımıyla:

"sizlere onu anlatmak isterim...tanıyamadım efsaneyi...malesef dinleyerek öğrendiğim bir tanecik dedemi.

1988 yılında bir trafik kazasında kaybettik dedemi,basit bir kaza değildir her ne kadar öyle yansıtılsada.amerika sömürgesine karşı yaptığı bir türküden dolayı katledilen ozanlarımızdan sadece biri..

kaza gecesi aynı arabada 2 kişi daha vardı,canını alan onu bizden koparan 2 katil...darbeyi kafasından almış ve o acıyla arabaya hakim olamayıp tarlalara doru sürüklenmiş ve devrilmiştir arabası! ! yanındaki 2 katil sapsağlam kurtulup kaçmışlardır olay yerinden! ! zaman kaybı nedeniyle kaybettik dedemi,iç kanama teşhisi koydular iki hastane değiştirip gelidiğimiz sivas hastanesinde hayatını kaybetti.
1988 dir ölüm tarihi kırkımın çıktığı zaman kaybetmişiz daha ben onu tanıyamadan,daha dizinde oturup beraber türkü söyleymeden aldılar bitanecik dedemi...ne ben doydum ona nede siz! !
biz şimdi onun canı kanı olan evladı ercan papuru dinliyoruz onun bestelerini dayım dile getiriyor artık dedemin değerlerine sazıyla sahip çıkmaya çalışıyor,bizde sahip çıkalım ozanlarımıza bir yıldız daha kayıp gitmesin gökyüzünden..."