Aşık Allahverdi
Aşık Allahverdi nin XVIII yüzyılın sonu, XIX yüzyılın başlarında (1775-1880) yaşadığı tahmin ediliyor. Çok da uzak olmayan bir tarihte yaşayıp eserlerini yaratsa da, Ak Aşık hakkında bilgiler o kadar da çok değildir. XIX yüzyıl Göyçe aşık okulunun en ünlü sanatçılarından olan Ak Aşığın yaratıcılığı gibi hayatı, nesil şeceresi ilginçtir.[
Söylenenlere göre, Allahverdinin doğuştan saçı, kaşı, kirpiği Ak olduğu gibi, dünyaya bakışı, yaratıcılığı da farklı olmuştur.Ömrünü-gününü aşık sanatına bağlayan Allahverdi halk arasında Ak Aşık adıyla tanınıp şöhret bulmuştur.
Allahverdinin Ak Aşık diye çağrılması ile ilgili başka bir rivayet te mevcuttur. Folklorşünas alimlerin araştırlarına göre, Ak Aşığın babası Şeyh Osman sufi-derviş tekkesinin Mürşidi olmuş, müritleri ile kuzeyden - muhtemelen, Kazah-Şemşeddil, ya da o bölgeye ait Karakoyunlu göçüp Şerurda, Aras'ın yanındaki Kosacan köyünde yerleşmiştir. Şeyh Osman ve oğlu Kara Osmanoğlu aşık olmasalar da, güzel saz çalıp okularmış.Ancak onların aşıklığı tekke töreni çemberinden kenara çıkmazmış.
Ak Aşığın ablasının da saz-söz sanatının bilicisi olduğu, Kosacanda gelin olduğuna rağmen, ölesiye sazı yere koymadığı olguları mevcuttur. Günümüze ulaşan rivayetlere göre, Ak Aşık Aras'ın ötesinden Telli Cafer'in kızı Süsenber hanımla aile kurmuş, "Süsenberi" havası da işte onun şerefine oluşmuştur. Aşığın İsmail ve Muharrem adında iki oğlu olduğu da bilinmektedir.
Ak Aşığın Göyçeye göçmesi nedenini ise araştırmacılar iki olay ile bağlıyor. Babası öldükten sonra ailenin tüm ağırlığının Allahverdinin üzerine düşmesi ve o zaman zarfında Kaçarların İran'da ve Kafkasya'da kol gezmesi.
Halk kendi kahramanını mitleştirmeyi seviyor. Söylenenlere göre, Allahverdiye Allah tarafından saz çalıp okuması verildiğinden,onulmaz hastalar şifa olurlarmış. Bu haber kısa sürede Doğu Anadolu hakimlerinden Serdar Hüseyin paşaya ulaşır.Uykusuzluktan azap çeken Serdar Hüseyin Paşa emrediyor ki, aşığı, ne pahasına olursa olsun, bulup getirsinler. Gönderilen silahlı grup onu çok ararlar, Göyçede bulup Serdar Hüseyin Paşa'nın huzuruna götürürler. Ak Aşık 5 yıla yakın burada kalıyor. Söylenenlere göre, aşığın ilk çalıp çağırmayı ile Serdar Hüseyin uykuya gidiyor. Yakın adamlar Paşa'nın öldüğünü tahmin edip, Allahverdini öldürmek istiyorlar. Serdar Hüseyin 2 gün 2 gece yatıp uyanıyor ve o andan derdine dava eden Ak Aşığı hiçbir yana bırakmıyor.
Söylenenlere göre, Allahverdinin doğuştan saçı, kaşı, kirpiği Ak olduğu gibi, dünyaya bakışı, yaratıcılığı da farklı olmuştur.Ömrünü-gününü aşık sanatına bağlayan Allahverdi halk arasında Ak Aşık adıyla tanınıp şöhret bulmuştur.
Allahverdinin Ak Aşık diye çağrılması ile ilgili başka bir rivayet te mevcuttur. Folklorşünas alimlerin araştırlarına göre, Ak Aşığın babası Şeyh Osman sufi-derviş tekkesinin Mürşidi olmuş, müritleri ile kuzeyden - muhtemelen, Kazah-Şemşeddil, ya da o bölgeye ait Karakoyunlu göçüp Şerurda, Aras'ın yanındaki Kosacan köyünde yerleşmiştir. Şeyh Osman ve oğlu Kara Osmanoğlu aşık olmasalar da, güzel saz çalıp okularmış.Ancak onların aşıklığı tekke töreni çemberinden kenara çıkmazmış.
Ak Aşığın ablasının da saz-söz sanatının bilicisi olduğu, Kosacanda gelin olduğuna rağmen, ölesiye sazı yere koymadığı olguları mevcuttur. Günümüze ulaşan rivayetlere göre, Ak Aşık Aras'ın ötesinden Telli Cafer'in kızı Süsenber hanımla aile kurmuş, "Süsenberi" havası da işte onun şerefine oluşmuştur. Aşığın İsmail ve Muharrem adında iki oğlu olduğu da bilinmektedir.
Ak Aşığın Göyçeye göçmesi nedenini ise araştırmacılar iki olay ile bağlıyor. Babası öldükten sonra ailenin tüm ağırlığının Allahverdinin üzerine düşmesi ve o zaman zarfında Kaçarların İran'da ve Kafkasya'da kol gezmesi.
Halk kendi kahramanını mitleştirmeyi seviyor. Söylenenlere göre, Allahverdiye Allah tarafından saz çalıp okuması verildiğinden,onulmaz hastalar şifa olurlarmış. Bu haber kısa sürede Doğu Anadolu hakimlerinden Serdar Hüseyin paşaya ulaşır.Uykusuzluktan azap çeken Serdar Hüseyin Paşa emrediyor ki, aşığı, ne pahasına olursa olsun, bulup getirsinler. Gönderilen silahlı grup onu çok ararlar, Göyçede bulup Serdar Hüseyin Paşa'nın huzuruna götürürler. Ak Aşık 5 yıla yakın burada kalıyor. Söylenenlere göre, aşığın ilk çalıp çağırmayı ile Serdar Hüseyin uykuya gidiyor. Yakın adamlar Paşa'nın öldüğünü tahmin edip, Allahverdini öldürmek istiyorlar. Serdar Hüseyin 2 gün 2 gece yatıp uyanıyor ve o andan derdine dava eden Ak Aşığı hiçbir yana bırakmıyor.
Ozanlar
- Abdullah Papur
- Ali Ekber Çiçek
- Ali Kızıltuğ
- Aşık Allahverdi
- Aşık Daimi
- Aşık Dertli
- Aşık Elesker
- Aşık Ferrahi
- Aşık Feymani
- Aşık Gül Ahmet (Gül Ahmet Yiğit)
- Aşık Gülabi
- Aşık Hüdai
- Aşık İhsani
- Aşık Mahzuni Şerif
- Aşık Müdami
- Aşık Ömer
- Aşık Paşa
- Aşık Seyrani
- Aşık Sümmani Baba
- Aşık Şenlik
- Aşık Üzeyir
- Aşık Veli
- Aşık Yoksul Derviş
- Aşık Zarrafi
- Aşık Zülali (Yusuf Kökten)
- Dadaloğlu
- Devran Baba
- Gevheri
- Hisarlı Ahmet
- Karacaoğlan