Aşık Müdami

Posoflu Müdami©

1914-1968. Posof’un Varizna (şimdiki adı Demirdöven) köyünde doğdu. Asıl adı Sabit Yalçın olan aşık daha sonra soyadını Ataman olarak değiştirdi. Doğum tarihi bazı kaynaklarda 1918 olarak geçmesine karşın, oğlu Hikmet Arif Ataman, 1914 yılının doğru olduğunu söylemektedir.

18. yüzyılda yaşamış olan Aşık Üzeyir, Ferhad, Feryadi gibi aşıklar Aşık Müdami’nin dedeleriydi. 7 yaşına dek doğduğu yerde yaşayan Müdami, babasının imamlık görevinden dolayı ailesiyle birlikte Ardahan’a göçtü. Burada askeri rüştiyeye başladı ancak okulun kapatılması nedeniyle bir süre medrese eğitimi gördü.

7 ve 14 yaşlarında gördüğü rüyalarda bade içerek aşık oldu. 1934’te bağlama çalmaya başlayan Aşık Müdami usta malı türkü ve halk hikayelerini Şavşatlı Yakupoğlu Tevfik Ustadan öğrendi.

Halk şiirinin tüm türlerinde örnekler veren Müdami, 1966’da başlayan Konya Aşıklar Bayramını Aşık Efkari ile birlikte açtı. Yine aynı yıl türkü dalında Murat Çobanoğlu ile birlikte birinci oldu.

Birçok halk hikayesini türküleştirerek sonraki kuşaklara aktardı. Bunlardan bazıları, Alşir ile Gül, Seyfizülyezen, Öksüz Vezir olarak bilinmektedir.

Ağlarım

Yedi yaştan bu ana dek
Bir ham hülyaya ağlarım
Dayanır mı buna yürek
Düşmüşem paya ağlarım

Çarhı gördüm bana netti
Ahım asumana yetti
Çalıştım beyhude gitti
Emeğim zaya ağlarım

Felek vurdu sitem taşı
Delindi bağrımın başı
Ah ettikçe didem yaşı
Döner bir çaya ağlarım

Sevda canda bıraktı iz
Oynar bize Ali Cengiz
Yüzü gül halları nergis
Saçı Leyla’ya ağlarım

Sabit Müdam sevda zordur
İçimde sönmeyen kordur
Hakkın bir ismi Gafur’dur
Dönüp mevlaya ağlarım

Dolanır

Hiç de kabul etmez nasihat gönül
Bilmez efkarını nerde dolanır
Bir dem seyyah olur gezer alemi
Bir dem uçar semalarda dolanır

Bir dem siyinerek döner ayaza
Bir dem her hesabın çeker beyaza
Bir dem sofu olur başlar namaza
Bir dem gözü daim şerde dolanır

Bir dem molla olur üstün esreye
Bir dem şair olur başlar mısraya
Bir dem tacir olur Bağdat Basra’ya
Bir dem gider Kandahar’da dolanır

Bir dem kar’şık olur keşmekeş gibi
Bir dem tembel olur yerli taş gibi
Bir dem hava bozuk karlı kış gibi
Bir dem de boranda karda dolanır

Bir dem günü geçer ah ile zarla
Hiçbir demde vuslat bulmadı yarla
Bir Müdami n’etsin bunca efkarla
Bir yar sevdasıdır serde dolanır