Pir Sultan Abdal

Pir Sultan Abdal, 16. yüzyılda yaşamış halk şairi, ozan. Asıl adı Haydar'dır. Yaşamının büyük bölümü
Sivas
’ın
Yıldızeli
ilçesinin Çırçır Bucağına bağlı Banaz köyünde geçti. Ölümünün,
1547

1547 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler

Tümü: http://www.turkcebilgi.com/1547
-
1551
ya da
1587
-
1590
arasındaki bir tarih olduğu sanılıyor.

Halk arasında Yedi Ulular olarak bilinen Yedi Ulu Ozan'dan biridir. Alevi gelenekleri ile dergâhın tarikat ortamında Türk dilini kullanarak yetişti. Şiirlerinde duru ve yalın bir Türkçe kullandı. Ana konuları, Deyişler, Nefesler, Hakk sevgisi, Ehl-i Beyt sevgisi, duazimam, ilahi aşk, tasavvuf ve sosyal uyarı niteliğindedir. Dolayısıyla bir derviş olarak toplumu irşat (İlimiyle ve aklıyla toplumu bilgilendirmiştir) etmiştir. Tekke ve tasavvufun kalıplarını aşıp geniş bir halk kesimine seslenebildi. Medrese öğrenimini Erdebil'de görmesine rağmen, diğer bazı halk şairlerinin tersine, Divan Edebiyatı'ndan hiç etkilenmedi. Alevi olan Pir Sultan Abdal Türk diline sahip çıkmıştır. Anadolu türkmen alevilerinin en büyük önderlerinden biridir.

Sivas Valisi Hızır Paşa önce hapsetti sonra da halkın Siyaset Meydanı adını verdiği yerde idam ettirdi. Pir Sultan, Edebiyat tarihimizde dörtyüz yıldan beri değerinden hiçbir şey kaybetmeyen ve halk pınarımızın gür ve berrak gözelerinden biridir. Pir Sultan üzerinde yıllarca çalışarak Pir Sultan Abdallar kitabını yayımlamış olan Edebiyat Tarihçisi İbrahim Aslanoğlu, Pir Sultan' ı şu şekilde' değerlendirmekte ve yanlış yorumlandığını belirtmektedir. Deyişlerinin coşkulu, inançlı ve herkesin^ anlayabileceği sadelikte olması, duygu ve düşüncelerini rahatlıkla ve ustalıkla söyleyebilmesi, dizelerinin ve dörtlüklerinin kendi aralarında bütünlük göstermesi, kelime oyunlarına iltifat etmemesi, köylümüzün diliyle söylemesi, sosyal konulu şiirleriyle günümüz insanının dert ve dileklerine, tercüman olması, ayni mahlası taşıyan şairlerin deyişlerinin ona mal edilmesi, Pir Sultan'ın idam edilmesiyle dikkat ve ilgileri üzerinde toplamış olması ve de son olarak onunla ilgili yapılan sürekli yayınlardır. Özellikle idamı ve başka şairlerin şiirlerinin ona mal edilmesi, Pir Sultan'ı çok boyutlu bir şair gibi göstermeye zemin hazırlamış ve Pir Sultan 'ı başka bir hüviyete büründürmüş, hatta zararı da olmuştur. Bu sebeple kendi düşüncesine uygun bir sürü asi ile devlete baş kaldıran bir zorba, haksızlığa ve zulme karşı mücadele eden bir kahraman, İran Şahı ile işbirliği yapıp; Alevilerin yoğun olduğu Doğu Anadolu'yu İran'a bağlamak isteyen bir Safavi hayranı ve bu uğurda asılmayı dahi göze alan bir kahraman haline getirildi. Aslında Pir Sultan; Hz. Ali ve Oniki imam sevgisiyle sarhoş, Alevilik kurallarını açık ve seçik bir dille anlatan, günlük hayatını kendi halinde sürdürmeye gayret eden coşkulu, yetenekli ve kudretli bir saz şairidir. Aşın duygu ve eylemlerle hiç ilgisi olmadığı halde, zamana ve zemine göre duygu ve düşüncelerini ifadeden sakınmayacak kadar inatçı oluşu ve kendisine yapılan iftiralar asılmasına sebep olmuştur. Gerçekte Pir Sultan Abdal'ın yaşadığı Sivas bölgesinde o tarihte hiçbir halk ayaklanmasına rastlanmamaktadır. Pir Sultan rumuzuyla pek çok kişi vardır fakat bu isimleri asıl Pir Sultan'ı vermemektedir.

*1- Pir Sultan (Banazlı)

2- Pir Sultan Abdal
3-Pir Sultan'ım Haydar (Merzifon ve Çorumlu)
4- Pir Sultan Abdal (Halil İbrahim)
5- Abdal Pir Sultan (Artova'nın Daduk köyünden olması muhtemel)
6- Pir Sultan Abdal (Aruz Şairi)

olmak üzere Pir Sultan tespit edilmiş, bu sayının artacağını, eksilmeyeceğini tahmin edilmektedir. Özellikle şairin ölümünden sonra söylenenlerin onun tarafından söylenemeyeceğinden hareketle; dil, üslup özelliklerini dikkate alarak bu ayırımı yapmıştır. İlhan Başgöz ve Sabahattin Eyüboğlu bütün bu şiirlere Pir Sultan'ın şiirleri değil de Pir Sultan Geleneği adını vermişlerdir. (Yunus Emre Geleneği, Karacaoğlan Geleneği gibi). İsmail Aslanoğlu kitabında sairleri ve şiirleri ayırma işini ilk defa yapmış, her biri kendi bölümünde olmak üzere ahi şairin toplam 439 şiirine yer vermiştir. Pir Sultan'a ait olan 161 şiir incelendiğinde bu deyişlerde, İslamın temel ibadetlerini, inancını görmek mümkündür.

*Hak Muhammed Ali geldi dilime

Mürvet günâhıma kalma yâ ali
Külli günâhımı aldım elime
Mürvet günâhıma kalma yâ Ali

*Hadîce Fâtıma mihr-i mahabbet

Yine senden olur kuluna rahmet
İmam Hasan İmam Hüseyn mürüvvet
Mürvet günâhıma kalma yâ Ali

*İmam Zeynelâbidîn'e erelim

İmamların dîvanına duralım
Doksan bin erlere niyâz edelim
Mürvet günâhıma kalma kalma yâ Ali

*İmâmı Ca'fer'dir dîdemin nuru

İmam Bâkır imamların süruru
Dilerim çektirmeye âh ü zârı
Mürvet günâhıma kalma yâ Ali

*Mûsi-i KÂzım'dan İmamı Rızâ

Umarım inâyet edesin bize
Günahım çok benim deyeyim size
Mürvet günâhıma kalma ya Ali

*İmam Taki İmam Naki'dir virdim

Anlara sığındım dayandım durdum
Hasan-ül-Asker'e yüzümü sürdüm
Mürvet günâhıma kalma ya Ali

*Pir Sultan'ım tamam oldu sözümüz

Muhammed Mehdi'ye var niyâzımız
On iki imâma bağlı özümüz
Mürvet günâhıma kalma yâ Ali